İstanbul’da Ağustos sıcağı, nefes almak mümkün değil. Karşımda karı koca olduklarını tahmin ettiğim iki kişi yürüyor.
Biri tesettürlü, tahmin edeceğiniz gibi üstünde, ayaklarına kadar uzun bir pardösü, başı da örtülü.
Yanında kocası olduğunu düşündüğüm adam da altına capri denen diz altı kısa pantolon giymiş, üstünde ise kısa kollu tişort.
Şimdi size bu fotoğrafı niye resmettim? Sebebi; son zamanlarda bu görüntü beni fazlasıyla rahatsız etmeye başladı da ondan.
Gelelim neden rahatsız ettiğine.
Kadın inancı gereği kapanmış. Başından ayağına kadar. Buna kimse bir şey diyemez, ancak takdir edilir. Hele bu sıcaklarda inanç dışında hiçbir güç hiçbir kadını böyle kapatamaz. Yok, siyasi sembolmüş, yok şuymuş, onun için örtünüyorlarmış boş laflar bunlar. Bu sıcaklarda böyle örtünmek gerçekten büyük fedakârlık. Samimi iman meselesi. Allah da kat kat ecrini verecektir.
Gelelim kadının kocasına.
Sorsanız; ‘ne var kısa kollu tişörtümde, hatta şortum da Hanefi mezhebine göre dizimin altında’ diye size itiraz edecektir. ‘Kıyafetimde İslami prensipler açısından haram bir durum yok’ diye de dayılanabilir arkadaş.
Evet, doğru gayet İslami. Peki işin kuralına uygun olması yeterli mi?
Dedim ya son zamanlarda rahatsız olmaya başladım bu görüntüden. Daha önce dikkatimi çekmez ve ben de kısa kollu tişörtümü giyerdim. Artık bu durumdan ciddi rahatsızlık duyuyorum.
Aynı inancı paylaştığımız kadınların bu sıcakta tesettür içinde gezerken benim tiril tiril kısa kollu, hatta kısa pantolonlu gezmek bana hem vicdansızlık hem de saygısızlık geliyor.
Evet, bir erkek olarak bana kısa kollu giyinmek helal. Ama dedim ya tesettürlü kadına karşı saygısızlık. Aynı inancı paylaştığım tesettürlü kadının sıcaktan etkilenmesi benden daha az değil ki. Onlara saygımın gereği benimde kıyafetlerime dikkat etmem gerekir.
Tabii sözüm tesettürlü kadınlarla aynı ruh dünyasını paylaşanlara. Yoksa herkes inandığı gibi giyinir, kim ne diyebilir.
Hele bir de tesettürlü kadının kucağında çocuk varsa ve yayındaki erkek kısa kollu tiril tiril, elinde anahtarlığını sallarken yürüyorlarsa.
Yazımı okuyanlar içerisinde böyle olanlar varsa kusura bakmasınlar ama bana biraz ‘kazmalık’ gibi geliyor bu son durum.