1 Ocak 2017 Pazar

Katliamların ardındaki karanlık el

Gerçekten çok tuhaf değil mi?

Sebep sonuç ilişkisi içinde incelenmeye değer bulmuyor musunuz?

AKP, önce din ve milliyetçilik üzerinden bir kampanya başlatıyor,

Toplumu kışkırtıyor, 

Sokak hareketleri, eylemleri başlıyor,

Medya uzantıları derhal birilerini hedef gösteriyor,

Arkasından da menfur bir saldırı geliyor.

İşte en son yılbaşı gecesi bir gece kulübüne yapılan saldırı.

Teröristler gece kulübünü basıyorlar ve 39 kişiyi öldürüyorlar, 65 de yaralı var. (Yazıyı yazdığım saat itibarı ile maktül sayısı buydu, umarım artmaz)

Yılbaşını kutlamak için oraya gelenler acımasızca katledildiler.

Yılbaşı kutlamalarına karşı günler öncesinden başlatmışlardı kampanyayı.

Sokak eylemleri düzenlediler, afişler astılar, sosyal medya trolleri her zaman olduğu gibi devreye girdi.



Her yılbaşı öncesi marjinal bir kitle bunu yapardı. Ama çok sınırlı kalırdı. Akit denen gazetenin dışına taşmazdı bu söylemler.

Bu sefer büyük bir organize içinde bu yapıldı.

Toplumu tekrar gerdiler, yılbaşı kutlayanlar ve kutlamayanlar diye ikiye böldüler. Kutlayacakları tekfir ettiler, hedef gösterdiler.

Din ve milliyetçilik sosu ile, nefret söylemleri ile bu kampanyayı yürüttüler.

Sonuç ortada.

Yaşanan kelimenin tam anlamı ile katliam.

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nin katledildiği olayda da yine aynı senaryo devreye girmişti.

Rusya’nın Suriye’deki siyaseti protesto etmek için AKP tabanını sokağa dökmüş, kampanyalar düzenlemişlerdi. Yine aynı troller ve medya tetikçileri devredeydi.

Ve Büyükelçi katledilmişti.

Güvenlik güçleri yine üç maymunu oynamış, yine suç telaş içinde Hizmet Hareketine atılmıştı.

Bir önceki saldırı Ankara’nın göbeğinde gerçekleşirken bu sefer ki de İstanbul’un göbeğinde gerçekleşti.

Bu cinayetlerin ardında bu kutuplaştırma kampanyalarını planlayanlar mı var yoksa bunu fırsat bilen karanlık güçler mi?

Üzerinden düşünmeye değer.