19 Mart 2015 Perşembe

Sıfırlanan Diyanet ve İlahiyat Fakülteleri





Duydum ki Erdoğan başörtüsüne ‘şekil’ demiş

Haberi bir sitede gördüm. 

Yıllar önce Cumhuriyet gazetesine verdiği bir röportajda bunu söylemiş.

Diyalog aynen şöyle geçiyor; 

Erdoğan    "Türkiye'de iki tip insan vardır. Bu tespit de Sn. Hocam'dan (merhum Erbakan'ı kastediyor). Refahlı olanlar ve Refah'a aday olanlar. Yakın zamanda Nilgün Hanımı da RP'de göreceğiz"
Cerrahoğlu          "Ben de tesettüre mi gireceğim?"
Erdoğan             "Şart değil. Şekildir bunlar."

Ben burada bu ifadeyi Erdoğan’ın kullanmasına takılmıyorum. Neticede bir siyasetçidir, üstelik dün ak dediğine bu gün kara diyebilen bir siyasetçidir. Buna örnek olarak yüzlerce hatta binlerce vaka sıralayabiliriz. 

Önemli olan Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığının, İlahiyat Fakültelerinin ağızlarını açıp tek laf edip etmeyeceğidir. 

Herkes çok iyi biliyor ki Türkiye’de İslam dini değince akla gelmesi gereken bu kurumlar ağızları açmayacaklar tek laf etmeyecekler. 

Nereden mi biliyorum? Hz. Peygambere hareket eden Efkan Ala’ya, Kuran’a hakaret eden Egemen Bağış’a tepki koyamayan bu kurumlar buna mı bir şey diyebilecek? Güldürmeyin insanı. 

Bakın çok net söylüyorum Cumhuriyet tarihimizin hiçbir döneminde ne Diyanet İşleri Başkanlığı ne de İlahiyat Fakülteleri bu kadar itibarsızlaşmamıştı. 

Milletin anasına küfreden AK Müteahhidin adı bugün Marmara İlahiyat Fakülte binasının kapısında asılıdır. 

O tabela orada adeta Yeni Türkiye Diyanet ve İlahiyatlarının sembolü gibi durmaktadır.

Siyasetle arasına mesafe koyamamış bu iki kurumun hali bugün maalesef içler açısıdır. 

Sıfırlanan sadece paralar olsaydı keşke…