Dama çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olurmuş.
Erdoğan’ın olaylı
Soma ziyareti neredeyse Soma faciasının önüne geçmeye başladı.
Dünya medyasında geniş yer bulan bu ziyaret tekmelerle,
tokatlarla hafızalarda kaldı.
Bizler gibi dünya da bu yaşananları anlamakta
zorlandı.
Bir başbakan ve müşaviri afet bölgesine gidip
protesto edenleri niye döver? İzahı gerçekten zor bir durumdur bu. 301 insanın
canını verdiği, acıların çok sıcak olduğu Soma’da yapılmaması gereken tek şey
herhalde Somalılara dayak atılmasıydı.
Bu sırada Erdoğan Soma’da ayaküstü TCK’ya defakto olarak yeni bir madde ilave
etti. Madde şu; Başbakanı yuhalamanın cezası tokatlanmaktır. Hem de cezasını da
bizzat kendisi vermek kaydı ile. Böylelikle yasama yürütme ve yargı bu madde
ile Başbakanda toplanmış oldu.
Ne yapalım ‘Yeni Türkiye’ye’ hayırlı olsun
demekten başka bir şey elimizden gelmiyor.
Ne yapsa alkışlayan bir medyası, %43 oy alan
bir partisi varken en ufak bir protestoyu bile kaldıramaması üzerinde
düşünülmesi gereken bir durumdur. Hâlbuki protestoları karşılayabilecek kendinden
emin bir duruş sergilemesi gerekmez mi? Türk siyasi tarihinde bu kadar medya
gücü ve oy kime nasip olmuş? Peki, o zaman bu güvensizlik niye? Ya bu oy
oranları gerçek değil yada çok korktuğu bir şeyler var. Belki de ikisi birden.
Neymiş Soma’da protesto eylemlerini yapanlar
Somalı değilmiş. Somalı olamayanların Soma’da eylem yapamaz diye bir yasa mı
var? Yoksa bu yasa da mı kaşla göz arasında ilave oldu. Diyelim protesto
yapacaklar Somalı değil. Eee ne olacak? Bu toplumsal duyarlılığımızı göstermez
mi? Bırak insanlar bağırıp çağırsın, rahatlasın. Sanki Rabia eylemlerindeki
insanlar Mısırlıların akrabalarıydı.
Bu arada Erdoğan
tarafından tokatlanmak onuruna ermiş vatandaş dördüncü kez ifadesini
değiştirdi. Bir önceki ifadesinde tokatlamadı demişti. Bu sefer de ‘ne yapayım AKP’liler aba altından sopa
gösterdiler, ailemi düşünmek zorundaydım, onun için vurmadı demiştim’ dedi.
Demek tehdit etmişler. İnanın hiç şaşırmadım. Alın size vatandaşla kurulan
mafyatik ilişkiye bir örnek.
Salı günkü grup toplantısında Erdoğan kendisini protesto edenleri ‘esfeli
safilin’ ilan etmesini de burada kayda girelim.
Benzetmek gibi olmasın Anadolu’da bir söz
vardır; dama çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olurmuş. Başbakan Somalı’yı
tokatlarsa müşaviri de boş durur mu?
O da yerde kıvranan vatandaşa basmış tekmeyi.
Ardından da yaptığı açıklamada bunu kendisini
korumak için yaptığını söylemişti. Bu ifadesini de Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik ve Başdanışman Yalçın Akdoğan teyit etmişti.
Yeni ortaya çıkan görüntülerden gördük ki tekmeyi
vuran da, hükümet sözcüsü de başdanışman da bu konuda yalan konuşmuşlar.
Eee o zaman şimdi ne olacak? Bu üç muhterem
ekranlara çıkıp da ‘ey millet sizlerden özür dileriz, yaptık bir halt’ diyebilecekler
mi? Hiç sanmam.
Tekmeci müşavir bir de utanmadan kendisine
yapılan saldırıdan dolayı 7 günlük rapor almış. Demek yerdeki vatandaş sırtı
ile müşavirin ayağına vurmuş. Bakalım müşavire rapor veren doktor da bir
açıklama yapacak mı?
Şimdilik bu kadar bir sonraki yazıda görüşmek
üzere…
Erkam Tufan Aytav