9 Ağustos 2015 Pazar

Eski Türkiye’nin andıççılarından, Yeni Türkiye’nin andıççılarına

Eski Türkiye’nin andıççılarından, Yeni Türkiye’nin andıççılarına


90’lar demek terörün ve faili meçhullerin arttığı, derin bir ekonomik krizin yaşandığı bir dönem olarak hafızalarda yer etmiştir.

Özellikle 7 Temmuz seçimleri sonrası yaşadıklarımız 90’lı yıllara geri mi dönüyoruz endişesini haklı olarak bizlere sordurmaktadır.

Ben bu yazımda 90’lı yıllara benzer bir şekilde yükselen terör ve ekonomik kriz bahsine girmekten ziyade 90’lara damgasını vuran andıç olayına girmek ve bunun günümüzdeki iz düşümlerine dikkati çekmek istiyorum.

Bana bu yazıyı yazdıran en son havuz medyasının ‘Sümeyye Erdoğan suikastı’ haberinin mahkeme tarafından yalan olduğunun ortaya çıkması oldu.

Havuz medyası Sümeyye Erdoğan suikastının!!! dönemin CHP milletvekili Umut Oran ve Emre Uslu tarafından organize edildiğini birinci sayfadan duyurmuştu.

Bu tetikçi gazeteler bu iki ismi direk hedef göstermiş ve Tayyip Erdoğan da haberi doğrulamış elimizde belgeler var demişti.

Mahkeme kararı ile gördük ki haber tamamen yalanmış.

Bu olay bana 1998’te 28 Şubat sürecinde yaşanan ve tarihe ‘andıç skandalı’ olarak geçen olayı hatırlattı.

PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık yakalanmış soruşturma zaptına yalan ifadeler eklenmiş ve bu ifadeler Sabah ve Hürriyet gazetelerinde iki gün boyunca yayınlanmıştı. 

Haberde Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Akın Birdal’ın PKK’ya yardım ettikleri yazıyordu.

Bu andıç ve yalan haber neticesini vermiş Akın Birdal hala aydınlanmayan bir şekilde 6 kurşun sıkılarak suikasta maruz kalmıştı. Şükür ki Birdal ağır yaralı da olsa saldırıdan kurtulmuştu.

Eski Türkiye de olsa Yeni Türkiye de olsa çirkin derin devlet operasyonları hiç değişmiyor.

Yine andıç veriliyor ve yine ilişkili medya üzerinden şahıslar hedef gösteriliyor.

Sümeyye Erdoğan haberinden sonra Umut Oran ve Emre Uslu’ya suikast düzenlenmediği için şanslı sayılabilirler.

28 Şubat döneminde andıcı Org. Çevik Bir ve Tümgeneral Erol Özkasnak tarafından verildiği belirlenmiş ve Org. Yaşar Büyükanıt da olayı doğrulamıştı.

Peki, günümüzdeki andıcı kim verdi? Kimler Emre Uslu ve Umut Oran’ı hedef gösterin ve iplerini çekin dedi? 

Sabah, Akşam, Star, Güneş, Yeni Şafak gazetelerine bu andıç nasıl ulaştırıldı? Manşet olmasını kimler karar verdi?

Ayrıca gazeteci görünümlü Küçük bir şahsın köşesinden isim isim hedef göstermesinin arkasında kimler var? Bu ilişki nasıl işliyor? 

Türkiye’de hiçbir şey gizli kalmaz bir gün bütün bunlar ortaya çıkar.

İlk andıcın hesabı yargı önünde henüz sorulmadı.

Eski Türkiye’nin andıççılarına da, Yeni Türkiye’nin andıççılarına da er veya geç hukuk karşısında elbette hesap sorulacaktır.

Erkam Tufan Aytav