Kendi vatanında kendini Suriyeli gibi
hissetmek…
Bilmiyorum siz
de benimle aynı duyguyu paylaşıyor musunuz?
Türkiye bir
süreden beri toplama kampına dönüştü.
Bu toplama
kampında sadece Suriyeliler yaşamıyor artık.
Öz vatanında
garip, öz vatanında paryalar da yaşıyor.
Temel insan
haklarının ayaklar altına alındığı,
Proje mahkemeler
ile insanların keyfi bir şekilde tutuklandığı,
Şirketlerine
el konulduğu,
Medyanın susturulduğu,
Biat etmeyen
herkesin tehdit edildiği,
Masum insanların
terörist diye hapse atıldığı,
Bağımsız
yargının kalmadığı
Bir ülke
oldu artık Türkiye.
Sabah nasıl
uyanacağınızın artık garantisi yok.
Her an gelip
sizi birileri alabilir.
İş yerinize çökebilirler.
Yani tamamen
muktedirlerin insafına kalmış durumdasınız.
Bu sebeple
kendimi öz vatanımda toplama kampında yaşıyormuş gibi hissediyorum.
Halkın %51’inin
duygusunun bu yönde olduğunu tahmin etmek hiç zor değil.
%51, %49’dan
nefret ettiği gibi, %49 da, %51’den nefret ediyor.
Felaket
tellallığı yapmak istemem ama bu iyi bir gidişat değil.
Ülke hızla
uçuruma gidiyor.
Toplum çok
büyük patlamalara gebe demek için kâhin olmak gerekmiyor.
Eğer bir
ülkede yöneticiler hukukun dışına çıkmayı adet haline getirmişlerse ve hak
aramak imkânsız hale gelmişse bu hukuksuzluk hızla topluma yayılır.
Herkes kendi
yöntemleri ile hak aramaya başlar.
İşte o zaman
Türkiye ateş topuna döner.
Kendilerini olduğu
kadar ülkeyi de ateşe atıyorlar.
Bunu bilerek
mi yapıyorlar yoksa bilmeyerek mi işte ondan pek emin değilim.
Necip Fazıl
gibi ‘durun kalabalıklar, bu
cadde çıkmaz sokak’ demek istiyorum.
Durun
kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Tabii anlayana.
Erkam Tufan
Aytav