Hiç
Utanmadılar
Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal arasında geçen
telefon görüşmeleri ortaya çıktı. Bütün dünya manşetlerden duyurdu.
Utanmadılar.
Arkasından panik içinde inkâra yeltendiler,
ABD den bir kuruluşun montaj raporu verdiğini söylediler. Bunu üzerine ilgili
firma açıklama yaptı ve yalanladı.
Utanmadılar.
Urla’da villalar yapmak için birinci derece
SİT alanını talan ettiler, 130 bin TL rüşvet dağıtıldığı ses kayıtları çıktı.
Utanmadılar.
O villalar 30 yıl öncesinde yapıldı dediler. Geçen
sene yapıldığı ortaya çıktı.
Utanmadılar.
İş verdikleri müteahhitleri haraca
bağladılar, adına humus dediler
Utanmadılar.
Havuz medyası kurdular, başına damatlarını,
eski vekillerini getirdiler. Alo Fatih gazeteciliği bütün boyutları ile ortaya
döküldü.
Utanmadılar.
Sayıştay’ı devre dışı bıraktılar, ihalelere
fesat karıştıranlara suç indirimi yaptılar.
Utanmadılar.
Yürütmenin anlamını değiştirdiler
Utanmadılar.
Gezi olayları esnasında Dolmabahçe camiinde
içki içildi dediler, müezzin içilmedi dedi, sürdüler.
Utanmadılar.
Ardından ‘belden yukarısı çıplak, eldivenli 70
kişi başörtülü bir hanımı Kabataş’ta güpe gündüz taciz ettiler, üzerine idrar
yaptılar, görüntüler elimizde açıklayacağız dediler, aradan aylar geçti hiçbir şey
ortaya koyamadılar. Derken mobese kayıtları ortaya çıktı, görüntüler
iddialarını yalanladı. Yalçın Akdoğan, Erdoğan’ın elimizde var dediği
kayıtların aslında olmadığını açıkladı.
Utanmadılar.
Uludere’de 34 insanımız parçalandı. Bir tek memuru
görevinden almadılar, üstüne bir de ‘tazminatsa tazminat daha ne istiyorlar’
dediler. Buna mukabil kendi çocuklarının yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca
10.000 polis ve yüzlerce hâkim ve savcıyı sürdüler, vatan haini ilan ettiler.
Utanmadılar.
Hâkim ve savcıları meydanlarda seninle daha
işimiz bitmedi diye tehdit ettiler.
Utanmadılar.
HSYK yasasını geçirerek yargıyı yürütmeye
bağladılar. Peşinden derhal yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında tutuklanan Rıza
Sarraf ve bakan çocukları dâhil olmak üzere hepsini serbest bıraktılar.
Utanmadılar.
Onbinlerce gencin eğitim gördüğü dershaneleri
eğitim reformu amacı ile kapatacağız dediler. Aylar sonra da dershaneleri
kapamakta asıl amacımız cemaatin kökünü kazımaktı diyerek kendilerini
yalanladılar.
Utanmadılar.
Fethullah Gülen Hocaefendi gibi bir Hak
Dostuna ‘içi boş âlim müsveddesi, yalancı peygamber, çete reisi’ dediler.
Utanmadılar.
Hizmet hareketine gönül veren o temiz
insanlara ‘haşhaşin, terör örgütü, çete, ininize gereceğiz ininize’ dediler.
Utanmadılar.
160 ülkede açılmış, bayrağımızın dalgalandığı
sevgi okullarını kapattırmak için ülkeleri tek tek aradılar. Büyükelçilere gidin
bütün dünyada bunların nasıl bir çete olduğunu anlatın dediler.
Utanmadılar.
28 Şubatın yıl dönümünde benzer bir MGK
yaptılar. Hizmet Camiası hakkında 'ulusal güvenliğe yönelik yapılanma' dediler, 'topyekûn
mücadele kararı' aldılar.
Utanmadılar.
Ve bütün bunlar olurken, iğrenç hakaretler edilirken, ehli vicdan bildiğim dostlardan kimisi
korkusundan, kimisi aldığı ballı maaşlara tamah ederek, kimisi saadet zincirinin
bozulmasından endişe ederek ağızlarını açamadılar. Bırakın ağızını açamamayı aynı
koroya katıldılar.
Utanmadılar.
Kul karşısında utanmadılar ama hesap günü Adil-i Mutlak’ın huzurunda çok
utanacaklar.
Erkam Tufan Aytav