‘Cumhurun Başkanı’nın’ haline bakın!

‘Cumhurun Başkanı’nın’ haline bakın!

Maçlara gidemiyor, 

Gitmek istediğinde ise biletler son bir saat kala satışa çıkarılarak önlem alınmaya çalışılıyor. AKP teşkilatı ile tribünler doldurulmaya çalışılıyor.

Üniversitelere gidemiyor. 

Gitmek istediğinde ise o gün üniversite tatil ediliyor, öğrenciler sokulmuyor ve olağanüstü önlemler alınıyor. 

TÜSİAD’a gitmek için şart koşuyor. Kimlerin ne konuşacağını önceden bilmek istiyor. 

Medyanın karşısına çıkamıyor. Sürekli devlet memuru görünümlü parti gazetecileri ile program ve basın toplantısı yapıyor. 

Buna bir de Adli Yıl açılış törenini kaldırmayı ekliyor.

Çünkü tenkit istemiyor, 

Eleştiri istemiyor, 

Gerçeklerin yüzüne söylenmesini istemiyor,

Muhalif hiçbir cümle duymak istemiyor, 

Açıkçası gerçeklerden kaçıyor. 

Böyle olunca da 

Cumhurun Başkanı kendi oluşturduğu ‘steril ve korunaklı’ ortamlarda bulunmak zorunda kalıyor. 

Peki nereye kadar? 

***

Bekri Mustafa günümüzde yaşasaydı mevtanın kulağına ne derdi?

Hikâyeyi bilmeyen olabilir, ben kısaca bahsedeyim.

Osmanlı zamanında Bekri Mustafa adında bir külhanbeyi varmış. Yarı omuzunda ceketi sokaklarda nara atan, adam döven bir kabadayı yani.

Bekri Mustafa bir gün Küçük Ayasofya camiinin önünden geçerken musalla taşında cenazeyi görür. Ancak cenaze namazını kıldıracak imam ortada yoktur.

Cemaat içinde de de cenaze namazını kıldıracak kimse yoktur. Cemaat Bekri Mustafa’ya cenaze namazını kıldırmasını ister.

Zar zor Bekri’yi ikna ederler ve imamete geçirirler.

Berki Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun açar ve ölünün kulağına şunları söyler;

“Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar...

 Şimdi size bir soru;

Bekri Mustafa günümüzde yaşasaydı ölünün kulağına ne derdi sizce?

Bence şunu derdi;

Ey mevta! Gittiğin yerden Türkiye’nin ahvalini soracak olurlarsa,

Rüşvetçiden, hırsızın önüne yatandan bakan oldu.

Milletin anasına bilmem ne yapanların adı İlahiyat Fakültesine verildi.

Hırsızlar dışarı salınıp, polisler tutuklandı.

Dersin onlar anlarlar.

Buradakiler anlamadı ama… 

(yazının yorum kısmına daha başka neler derdi yazabilirsiniz)  

***

Günün capsi