23 Kasım 2015 Pazartesi

İslami mahallenin para ve iktidar ile dansı

İslami mahallenin para ve iktidar ile dansı

Sosyolog Nilüfer Göle İslami kesimde kültürel kalitenin bu kadar düşebileceğini tahmin etmiyordum diyerek hayal kırıklığını dile getirmiş.

Bu hayal kırıklığı sadece Sayın Göle’de yok. Türkiye’de olan biteni gören herkeste var.

Toplumun büyük bir kesimi ‘dindarların’ insan kalitesinin bu kadar düşük olabileceğini, bu kadar ahlaktan yoksun olabileceklerini tahmin etmemişti.

İktidar ve parayla ilk defa tanışan İslami kesimin lehimlerinin kolayca eriyeceğini, güç sarhoşluğuna düşeceklerini ve bu sınavı kaybedeceklerini tahmin etmeliydik.

Bunu biraz açayım.

Ezilmiş toplumların para ile iktidar ile olan tanışması çoğu zaman problemli olmuştur.

Ezilmiş toplumlar iktidara geldiklerinde reaksiyoner ve rövanşist olurlar.

Gücü ele geçirince geçmişe ait bütün öfkeler, intikam duyguları ortaya dökülür ve kendilerine yapılanları bu sefer kendileri yapmaya başlarlar.

Geçmişte biriktirdikleri öfke en büyük motivasyon kaynaklarıdır. İkinci motivasyon kaynağı da sistemden pay alma heyecanıdır.

Sistemden pay alma heyecanını ‘Allah için kurban, küp için kavurma’ şeklinde özetleyebiliriz. 

Bir taraftan ‘cihat etme’ heyecanını yaşarken bir taraftan da ihalelerle, devletin her türlü imkanları ile palazlanırlar.  

Yıllarca devleti başkaları yemiştir. Artık yeme fırsatı kendilerine gelmiştir.

Ezilmiş toplum için bunun adı rövanştan daha ziyade ‘adalettir’.

Heyecan o kadar büyüktür ki iftira, hakaret, tehdit, adam kayırma, iltimas, irtikâp ‘adaletin tecelli etmesi’ için rahatlıkla kullanılabilir.

Böylelikle sistemin yeni zalimleri hemen oluverirler.

Adalet olarak tanımladıkları bütün zulümleri yaparken önlerine kim çıkarsa yıkıp geçerler.

Çünkü önlerine çıkanlar kendilerine ihanet eden kitlelerdir ve imha edilmesi gerekir. ‘Devletin bekası’ veya mutlak adaletin tesisi uğruna öldürülmesi gereken evlatlardır onlar.

Cumhuriyet dönemi boyunca sürekli horlanan, itilen, gerici diye aşağılanan bu kesimin ‘siyasal İslam’ rehberliğinde iktidarı ele geçirmesinin tabii sonucudur bu.

Bugün bu yaşananlar karşısında şaşırmamalıydık.

Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi.


Erkam Tufan Aytav

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder