1 Nisan 2014 Salı

Doğru Yerde Durmak



Doğru zamanda, doğru yerde durmak

Belediye seçimlerinin galibi AKP oldu. Bu net. Nihai olmayan oy oranlarına baktığımızda AKP’nin % 43.21, CHP’nin  % 26.2, MHP’nin % 17.67 almış olduğunu görüyoruz. 

Elbette bu oy oranları AKP için özellikle Başbakan ve bakanlara yönelik suçlamaların temizlendiği anlamına gelmiyor.  

Hala ayakkabı kutularındaki 4,5 milyon doların, Bakan çocuklarının evinde bulunan üç beş kuruşla ifade edilen 1 trilyon TL’nin, 2 milyon gönder Süleyman’nın, evden kaçırılmaya çalışılan bir milyar doların hesabı verilebilmiş değil. 

Bu dosyaların örtbas edilmesi için yaptıkları ayak oyunları, 

Yargıyı yürütmeye bağlayarak ülkenin rejimini değiştirme çabaları, 

Savcıları siyaset meydanlarında alenen tehdit ettikleri,  

Hiçbir delil ve yargılama olmadan, on bin polisin vatan hainliği ile sürülmesi,  

TMSF üzerinden el koyarak, Alo Fatih kadroları atayarak,  maliye ile tehditler edilerek medyayı ele geçirme gayretlerini, 

‘Kupon arsaların’ Başbakan tarafından takip edildiği iddiaları, 

Montaj olduğunu ispatlayamadıkları ses kayıtları unutmuş değil.

Peki, seçmenin AKP’ye vermiş olduğu % 43.21’lik oy bütün bunları onaylaması anlamına gelir mi? Evet gelebilir diyenler olacaktır. Eğer öyleyse geri kalan halkın % 56,79’u da onaylamıyor anlamına gelir. 

Halkın % 56,79 bugün itibarı ile Erdoğan’a oy vermeyenler değil, adeta ondan nefret edenler haline dönüşmüştür. Bu dönüşmenin yegâne sorumlusu Erdoğan’dır. Bu ise ülkenin yönetilemez noktaya gelmesi demektir. 

Böyle bir ortamda ülke demokrasi ile değil ancak ‘toma’krasi ile yönetilebilir. 

Gerilim Erdoğan ile Hizmet Camiası arasında değil, demokrasi ve hukuk devletinden yana olanlarla olmayanlar arasındadır. 

Mesele, daha fazla otoriterleşmeye, yolsuzluk ve rüşvetin üstünün örtülmesine, toplumun bir kesiminin şeytanlaştırılmasına, ülkemizin dünyada yalnızlaşmasına evet mi hayır mı meselesidir. 

Hizmet Camiası bu anti demokratik süreçte, bu kadar yolsuzluk ve rüşvetin döndüğü bir ortamda buna net bir tavır koyarak adeta Türkiye’de İslami kesimin onurunu korumuştur. Bu durum bugün bir kasım kesimlerde 'duygusal' sebeplerle anlaşılmasa bile yakın gelecekte anlaşılacaktır.

Yazımın başlığına döneyim.
     
Evet, mesele doğru zamanda doğru yerde durmaktır.

Kimin nerede durduğunu tarih ibretle yazacaktır.

Erkam Tufan Aytav

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder