Orgeneral Başbuğ ve Madagaskar’da dalgalanan bayrak
Yurt dışına giderken uçakta yanıma 35 yaşlarında ismi Ertuğrul olan bir beyefendi oturdu. Yolculuk esnasında tanışma fırsatı bulduğum bu zatın Madagaskar’da açılmış Türk kolejinde idarecilik yaptığını duyunca kulaklarıma inanamadım.
İlk tepkim ‘ne Madagaskar mı!, demek orada da okullar var ha vallahi pes doğrusu’ oldu.
Madagaskar’ı pek çoğumuz itibarı ile haritada yerini bile bilmeyiz. Tek bildiğimiz Madagaskar adındaki animasyon film. Bu filmi çok da severim. Şimdi ikincisini çıkarmışlar.
Yol boyunca keyifli bir sohbete daldık.
Madagaskar 1960 yıllarında Fransızlardan bağımsızlığını kazanmış, 20 milyon nüfuslu bir cumhuriyetmiş. Başkenti ise Antananarivo imiş. Dünyanın en büyük dördüncü adası olduğunu da bu vesile ile öğrenmiş oldum.
Üç ay önce 34 yaşındaki Antananarivo belediye başkanı halkı ve orduyu arkasına alarak bir darbe yapmış.
Madagasgar halkı Endonezya, malay, Hintli ve Afrikalılardan oluşan melez bir millet imiş. Bu melez halka Malgaş denirmiş. Fransızca ve Malgaşça resmi dilleri imiş. Ada halkının %15 i Müslüman geri kalan ise Hıristiyan’mış. Madagaskar animasyonunda gösterildiği gibi tropikal bu adada filmin kahramanlarından Lemur adında maymun sincap karışımı buraya has bir hayvan yaşıyormuş.
Fırsat bu fırsat deyip Madagaskar’da eğitim hizmeti veren yol arkadaşımı ada hakkında soru yağmuruna tutmaya devam ettim.
Yerleşik 40 bin civarında Fransızın yaşadığını öğrendim. Arkasından Çinliler, sonra Hintliler geliyormuş. Adada çoluk çocuk dahil toplam 20 Türk varmış, tamamı da okulun öğretmen ve aileleri.
Biri bekar, beş öğretmen bir idareci aileleri ile birlikte Madagaskar’da küçük bir Türk kolonisi oluşturmuşlar. Okulun bilgisayar öğretmeni de bir Kırgız’mış. Kırgızistan’da Türk okullarını bitirmiş Madagaskar’a hizmet etmeye gelmiş.
Öğretmenlerin memleketlerini sordum. Anadolu’nun muhtelif yerlerindenmiş, Hatay, Bursa, Kars, Amasya, Malatya. Yaş ortalamaları ise 25 ila 35 arası.
2002 yılından buyana eğitime devam ediyorlarmış. 150 öğrencileri varmış. Bu yıl mezun olmuş 12 mezundan 7 tanesi Türkiye’de okumak için YÖS (yabancı öğrenci seçme sınavı) sınavlarına girmiş. 7 si de üniversiteyi kazanmış. Kısa zamanda Madagaskar’ın en başarılı beş okul içerisine girmişler.
Türklerin dışında başka hangi milletlerin okulları var orada diye sorduğumda Fransa, Çin, Güney Afrika ve Amerika cevabını aldım. En şaşırdığım ise Çin oldu.
Güney Kıbrıs Cumhuriyetinin bile elçiliğinin olduğu Madagaskar’da bu eğitim kahramanları da olmasa ülkemiz adına bir varlığımız söz konusu olamayacak demek ki.
Türk Okulu açılasağa kadar Madagaskarlıların Türkiye’yi hiç bilmedikleri söylüyor bu Türkiye sevdalısı eğitim gönüllüsü.
Ekspo 2012’nin İzmir’de yapılması için, Madagaskar’ın Türkiye’ye oy vermesi ardına nasıl lobi yaptıklarını, bakanlar ile görüştüklerini heyecan ile anlattı.
Türkiye’ye şimdiye kadar Madagaskar’dan hiç resmi heyet gelmemiş, ilk kez Ticaret odası başkanını ve Cumhurbaşkanı danışmanını Türkiye’ye getirmişler. Ayrıca Madagaskar’a yakın iki ada olan Komor ve Moritus adındaki ada ülkelerinin ekonomi bakanlarını da getirmişler, Türkiye’yi tanıtmışlar.
Bu idealist öğretmenler sayesinde Madagaskar medyasında ilk kez Türkiye hakkında pozitif manada yazılar çıkmaya başlamış. Düzenledikleri Türkiye tanıtım günleri büyük ilgi çekiyormuş. Bu tanıtım günlerinde öğretmenlerin eşleri Türk yemeklerini ve el işlerini sergiliyorlarmış.
Halkın öyle kalplerine girmişler ki, bir Madagaskarlı çocuğunun adını okulun öğretmeninin ismini koymuş. Yani adı Veli olan bir Madagaskarlı bebek var orada artık.
Her yıl Türkiye’de yapılan Türkçe olimpiyatlarına bu yıl katılacaklarmış. Morgan adında öğrenci Madagaskar adına şarkı kategorisinde Rahmetli Cem Karaca’nın bir şarkısını seslendirecekmiş.
Bu idealist öğretmenin anlattıkları rüya gibi değil mi? Ama hiç uyanmak istemeyeceğimiz bir rüya.
Bu okulların fikir mimarı Fethullah Gülen bence ülkemizde küreselleşmeyi en iyi kavrayanlardan biri. Dünyanın en ücra köşelerinde bile okul açılmasını teşvik etmesi bunun en somut göstergesi. Milletçe var olabilmek artık dünyanın her yerinde olmaya, her yerde sizi seven ve bilen insanların varlığına bağlı.
Sayın Gülen’in ifadesi ile ‘küreselleşen dünyada ya dünyanın her yerinde olacaksınız ya da hiçbir yerinde’.
Ülkemizin bu gönüllü elçilerinin yaptıklarını ülkem adına göğsüm kabararak dinledim. Türkiye’yi bir sevda haline getiren, devletten beş kuruş para almadan tamamen milletimizin katkıları ile eşleri ile birlikte el ele, binlerce kilometre uzaklarda Madagaskar’da bile ülkemizi temsil eden bu kahramanlarla gurur duydum.
Yolculuğumuzun sonuna gelmiştik. Bu idealist öğretmene Org. İlker Başbuğ’un Harp Akademilerinde yaptığı konuşmayı Madagaskar’da izleme imkânınız oldu mu diye soracak oldum. ‘Evet, öğretmen arkadaşlar ile birlikte izledik’ dedi.
Genel Kurmay Başkanının ‘terörist de insandır dağdan indirilmesi gerekir’ derken, cemaat ifadesi ile bu eğitim hareketini hedef tahtasına koyması hakkında ne düşünüyorsun, Madagaskar’da televizyondan bunları duyduğunda kendini nasıl hissettin diye soracaktım. Ancak dilim varmadı. Keşke Sayın Başbuğ bu eğitim hareketini anlama konusunda biraz çaba sarf etseydi diye düşündüm.
Her biri idealist, Türkiye sevdalısı bu eğitim kahramanları eşleri ile birlikte dünyanın her yerinde olduğu gibi Madagaskar’da da Ayyıldızlı bayrağımızı dalgalandırmaya devam ediyorlar.
Erkam Tufan Aytav
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder