20 Mayıs 2010 Perşembe

Senegal’de Sevgi Okulları ve Madam Mbaye’nin gözyaşları…

Senegal’de Sevgi Okulları ve Madam Mbaye’nin gözyaşları…

Senegal’de bir Afrika akşamı.

Atlas Okyanusunun kıyısında bir grup gazeteci dostla birlikteyiz.

Türk işadamı Abdullah Beyin açmış olduğu İstanbul Restoranda Senegalli dostlarla yemek yiyoruz.

Karşımızda heyecanlı heyecanlı konuşan simsiyah tenli, atmış yaşlarında, oldukça uzun boylu Mösyö Adama Diop diyor ki;

‘1996 yılında Senegal Milli Eğitim Bakanı danışmanı iken yirmili yaşlarda, üç Türk genci yanıma geldi. Yavuz Selim Eğitim Kurumları olarak Özel okul açmak istiyorlardı. İkisinin isimleri hatırımda, Mösyö Ömer ile Mösyö Hamza, diğer gencin ismini şimdi tam hatırlamıyorum. Kendilerini kısa sürede sevdirdiler, itimat telkin ettiler, o günlerde okul açmaları için elimden geleni yapmıştım diyor’ Mösyö Diop. ‘Okul o yıl 6 öğrenci ile açıldı’ diyor ve konuşmasına devam ediyor. O yıllara kadar Türkiye buralarda bilinmezdi. Açılan bu okul ile bilinir oldu. Bu öğretmenler fakir insanlara yardım için kapı kapı gezdiler yardımlar götürdüler, öğrencilerinin evlerine gidip aileleri ile tanıştılar ve herkesin gönüllerinde taht kurdular. Aradan 13 yıl geçti, bu gün Yavuz Selim Eğitim Kurumları olarak Senegal’de 290 öğrencinin okuduğu bir kız koleji, 293 öğrencinin okuduğu bir erkek koleji, ikisi başkent Dakar’da biri Thies’de olmak üzere 595 öğrencili 3 ilkokul, bir de 100 öğrencinin okuduğu anaokulu var.

İnanılmaz değil mi?

O sırada restoranın sahibi Abdullah Bey servisi kendi elleri ile yaparken yanımda oturan Oral Çalışlar ona bir soru soruyor; neden buralara geldiniz, böyle bir maceraya atıldınız diye. Abdullah Bey’in mütevazı cevabı bizleri duygulandırıyor; ‘Hizmet buralara gelmiş, genç eğitimci arkadaşlar buralarda koşturuyor, onlara destek olmamız lazım.’

Bayrağımızın dalgalandığı, türkülerimizin söylendiği bu okullar gerçek anlamda birer başarı öyküsü. Alın size Çılgın Türkler. Tabii Türkler derken bütün Türkiye’yi kastediyorum. Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, işadamıyla, eğitimcisiyle…

Okul deyip geçmeyin, her öğrenci bir insan, aile okula emanet ettiği oğluyla, kızıyla tanıyor Türkiye’yi ve Anadolu insanını. Her tanıyıp seven insan ülkemizin tutan eli, gören gözü, yürüyen ayağı oluveriyor okul adındaki bu sevgi adacıklarının gizemli atmosferinde.

Geleneksel kıyafetleriyle okul aile birliği başkanı Madam Mbaye sözü alıyor. Madam Mbaye eşi eski bir bakan olan bir iş kadını. Bize okulları anlatıyor;

‘Bütün çevrem Yavuz Selim okullarını methedince ben de oğlumu bu okullara vermiştim. O yıllarda öğretmenleri ve idarecileri çok iyi tanımıyordum. Daha bir yıl olmamıştı ki, oğlumun başarısından dolayı öğretmenleri onu 23 Nisan şenlikleri için Türkiye’ye götürmek istediler. Ben de biraz endişeli de olsa müsaade ettim. Türkiye hakkında çok şey bilmiyordum, Fransız televizyonlarında sürekli terör ve fakirlik üzerine haberler duyardık ülkeniz hakkında. Her gün oğlumla telefonda konuşuyorduk. Türk ailelerinin evlerinde misafir ediliyorlardı. Bir gün aradığımda oğlum ağlamaktan konuşamadı. Ben de telaş ile yanında olduğun aileye ver telefonu dedim ama Fransızca bilmediklerinden konuşamadım. Doğru okula koştum, müdür beyi buldum. Derhal oğlumu arıyorsun, oğlum neden ağlıyor hesap verin dedim. Müdür bey aradı ve gerçeği öğrendik. Oğlum misafir olduğu aileden ayrılma günü geldiği için ağlıyormuş, ona çok iyi bakmışlar, hediyeler vermişler, büyük bir insanlık göstermişler.

Madam Mbaye bize heyecanla bunları anlatırken baktım o simsiyah yüzünden inci gibi billur gözyaşları dökülüyordu. Daha fazla konuşamayacağım dedi ve sözünü bitirdi.

Bizlere Senegal’de bu güzellikleri yaşatan isimsiz kahramanlara en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Erkam Tufan Aytav

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder