20 Mayıs 2010 Perşembe

Ya dünyanın her yerindesin ya da hiçbir yerinde.

Ya dünyanın her yerindesin ya da hiçbir yerinde.

Gerek Afrika gerek Amerika gibi ülkemizden uzak yerlere yapmış olduğum seyahatlerde uçakta gördüğüm insan manzaraları beni hep etkilemiştir.

Renk renk, nerede ise her çeşit milletten insanlar dünyanın muhtelif yerlerine uçuyorlar. Kimi iş için, kimi eğitim için, kimi misyonerlik için.

Muazzam bir hava trafiği dünyanın etrafında dönüyor.

Peki, Türk insanı bu hava trafiğinde ne zamandan beri var ve ne ölçüde var?

Maalesef son yüzyıl millet olarak topraklarımızın küçüldüğü sonucunda ise içine kapandığımız bir dönem oldu.

Bu dönem dört bir tarafı düşmanlar ile çevrili paranoyası içerisinde geçti, Türk’e Türk’ten başka dost yoktu! Bu dönemi kuşa dönmüş topraklarda darbeler, didişmeler, ötekini dışlamalar, laik anti laik, alevi Sünni, Kürt Türk kavgaları gibi akla ziyan saçmalıklar ile geçirdik.

Çetin Altan ile Afrika’ya bir seyahatimiz olmuştu. Uzun yolculukta saatlerce sohbet etme fırsatımız oldu. O sohbetlerimiz esnasında ona bir soru sormuştum. Dedim ki çocuklarınızı nasıl yetiştirdiniz, nelere dikkat ettiniz?

‘Bak dedi sana baba nasihati vereyim. Ben hiçbir zaman çocuklarımın odasına tek başına Türkiye haritası asmadım. Dünya haritası astım. O dünya haritası hep çocuklarımın odalarında asılı durdu. Ufukları genişlesin ve dünyanın Türkiye’den ibaret olmadığını görsünler istedim.’

Milletimizin dünya ile entegre olmasında bence iki isim önemli paya sahiptir. Biri rahmetli Özal, diğeri ile Fethullah Gülen Hoca efendi.

Rahmetli Özal ile siyah beyaz Türkiye’den dünyaya açık bir Türkiye’ye dönüştük. İş adamlarımızın ellerinden tutup ülke ülke gezdirmişti.

Bunu Fethullah Gülen Hoca efendinin yurt dışı eğitim hamlesi için milletimize ufuk göstermesi takip etti. Eğitimcisinden, işadamına insanımız dünyaya açıldı. Binlercesi göç etti.

Artık dünya seyahat döngüsüne bizim insanımız da girmeye başlamıştı.

Dubai havaalanında elinde valizler ile Türkiye’den gelip Afrika’nın muhtelif ülkelerine gitmek için uçak saatini bekleyen bizden insanlara o kadar çok rastlarsınız ki.

‘Eğitim kahramanları ile çarşının kahramanları’ el ele dünyanın pek çok yerinde ocaklar tüttürüyor. Kenya’sından, Kamboçya’sına kadar.

Ya dünyanın her yerindesin ya da hiçbir yerinde. İnsanımız artık yeniden büyük düşünmeyi öğrendi.

Mehmet Altan ile Tanzanya’da ki okulun terasında bir akşam çay içerken söylediği sözü hatırladım.
‘Küreselleşmeyi bu kadar doğru anlamış, dünyanın dört bir tarafında büyük işler yapan böylesi bir hareket olarak Türkiye de sizinle uğraşan üç beş kişiye dönüp bakmanız sizin için zaman kaybıdır’.

Evet, varsın birileri ‘Eğitim ve çarşının kahramanları’nı anlamasınlar, küçük düşünmeye, çamur atmaya, başlarını kuma gömmeye devam etsinler.

Kendini cüce zanneden dev, bu millet uyandı. Uyandıranlardan Allah razı olsun.

Erkam Tufan Aytav
11 Ocak 08

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder